○3D yazıcı
3D yazıcı, şeker kamışı, mısır, patates gibi nişastadan üretilen PLA filamentleri kullanarak doğal ortamda çözünebilen malzemeler üretir.
Prout Köyü'ndeki evlerde, sakinler yerel kaynaklardan yaşam ürünlerini 3D yazıcılar kullanarak ücretsiz bir şekilde üretirler.
3D yazıcı, bilgisayar ekranında tasarlanan 3D görüntüyü doğrudan üç boyutlu olarak şekillendirebilir. Bu nedenle, tasarımcıların oluşturduğu veriler çevrimiçi ortamda paylaşılır ve her sakin, beğendiği tasarımı seçebilir ya da kendi tasarımını oluşturabilir. 3D yazıcılar ve üretilen ürünlerin tasarım kuralları şu şekilde belirlenir:
- Yaşam ürünlerinin malzemelerinin birinci önceliği, dünyanın her yerinden temin edilebilen ham maddeler kullanmaktır.
- Nişastadan üretilen PLA filamentleri, sağlam ve istikrarlı bir şekilde yetişebilen bambu ve odun gibi doğal olarak geri dönüştürülebilir malzemeler, sürekli olarak temin edilebilen bitkisel kaynaklar malzeme için birinci tercihtir.
- Yeniden kullanılabilir malzemeler kullanmak.
- Doğal çevreye zarar vermemek.
- Hayvansal deri gibi malzemeler kullanılmaz.
- 3D yazıcılardan başka 3D yazıcılar üretilebilecek şekilde tasarlanmalıdır. Bu, diğer bölgelerdeki belediyelerin inşası veya afet sonrası hızlı bir şekilde iyileşme desteği sağlanabilmesi içindir.
Bu kurallara uygun olarak, üretim tesislerinde ürünlerin onarılması ve eski elektronik eşyaların ham maddeye dönüştürülüp yeniden kullanılması da yapılır.
○Elektrik Fırını, Eritme Fırını
Metaller, kamu altyapısı, konutlar ve ev aletlerinin malzemesi olarak kullanılır, ancak maden kaynaklarından metal ve cam üretmek için gereken şey eritme fırınıdır. Bu, küçük ve orta ölçekli eritme fırınları ve tatara dayanan temellerle yapılır. Tatara, kil ile yapılmış, alçak ve dikdörtgen şekilli bir fırındır ve eski zamanlardan beri geleneksel bir yöntemdir. Ateş başlatma malzemesi olarak kömür ve bambu kömürü kullanılır.
Belediyelerde üretilen ürün sayısı, para ekonomisine kıyasla azalır, ancak yine de kömür kullanıldığı için karbondioksit salınımı olur. Bunu gerçekleştiren yerlerin toplamı ne kadar olursa, kullanılabilirlik değişir. Bu nedenle küçük ve orta ölçekli elektrik fırınları da dikkate alınacaktır. Eğer belediyenin yenilenebilir enerjisiyle elektrik fırını çalıştırılabiliyorsa, bu öncelikli hale gelir.
Bu şekilde demir, bakır, alüminyum ve cam gibi malzemeler üretilir. Vatandaşlar yalnızca ihtiyaç duydukları kadar üretir ve burada metal geri dönüşümü de yapılır. Bu yüksek sıcaklık gerektiren bir işlem olduğundan, ekipman olarak mümkünse atmosfere salınan ısı, kum pillerinde depolanabilir veya bambu yağından arındırılabilir.
○Küçük Ölçekli Yarı İletken Fabrikası
Etrafımızdaki ev aletleri ve elektronik cihazların çoğunda yarı iletkenler kullanılır. Yarı iletkenler, küçük parçalar olup, radyo dalgaları yayarak iletişim sağlar, hoparlör sesini yükseltir, motorları kontrol eder, hesaplama yapar veya zamanlayıcıları ayarlar.
Yarı iletkenler genellikle milyarlarca yen ve trilyonlarca yen değerindeki fabrikalarda üretilir. Ancak her şeyi kendine yeten bir toplumda, bu da belediyede gerekli miktarda üretilir ve yerel olarak tüketilir. Bu nedenle, 3D yazıcılar gibi küçük ölçekli cihazlardan oluşan bir küçük ölçekli fabrikaya dönüştürülür.
Yarı iletkenlerin yanı sıra, dirençler, kapasitörler, transformatörler, diyotlar, transistörler gibi parçalarla donatılmış baskılı devre kartları, 3D yazıcılarla üretilmesi gereken bir ön koşuldur.
Bu şekilde minerallerden metal malzemeler elde edilerek, küçük ölçekli fabrikalarda üretilen yarı iletkenler ve baskılı devre kartları ürünlere dahil edilir. Büyük ölçekli fabrikalar yerine, küçük ölçekli fabrikalarda, mümkün olduğunca yerel kaynaklarla üretim tamamlanır. Böylece, gereken minimum üretim miktarına ulaşılır ve çevresel etki en düşük seviyeye indirilmiş olur. Ayrıca, bu sayede ana bileşenler, birinin tekelleştirmesine karşı herkesin erişebileceği bir hale gelir. Bu da belediyenin üretim tesislerinde yapılır.
○Sınırlı Beton Kullanımı
Para ekonomisinde, dünya çapında yol asfaltlamada asfalt ve beton olmak üzere iki malzeme kullanılır. Bazı köylerde ise, manzara iyileştirmesi amacıyla taş döşemeli yollar kullanıldığı yerler de bulunmaktadır ve bu durumlarda da beton kullanılabilir. Ayrıca, tüneller ve metroların duvarlarında da beton kullanılır.
Asfalt, ham petrolden yapıldığı için üretim sürecinde karbondioksit salınımı yapar. Beton söz konusu olduğunda ise, toprak gibi malzemeleri sertleştiren çimento malzemesi içinde kireçtaşı kullanılır. Bu, 900°C’nin üzerinde yüksek sıcaklıkta yakıldığında kalsiyum oksit (kireç) halini alır ve karbondioksit salınımı olur. Ayrıca, bu yakma işlemi için fosil yakıtlar, örneğin petrol ve kömür, kullanılır ve iki kat karbondioksit salınımı yapılır. Bazı istatistiklerde, çimento üretiminden kaynaklanan karbondioksit salınımının dünya çapında %8, Japonya’da ise %4 olduğu belirtilmektedir.
Beton kullanımının sebepleri arasında, ağır araçların geçmesi gereken yolların dayanıklılık gerektirmesi, araçların daha az enerji tüketebilmesi için yolun düzgün olması, büyük binaların ve apartmanların dayanıklılığa ihtiyaç duyması ve betonun uygun fiyatla temin edilebilmesi gibi etkenler yer almaktadır.
Günlük yaşamın pek çok noktasında büyük miktarda beton kullanılmaktadır. Bunun aşırı kullanımı, bu malzemelere uygun kum ve çakıl gibi doğal kaynakların dünya çapında tükenme noktasına gelmesine sebep olmuş, bu da ülkeler arasında kum savaşı başlatmıştır. Bu yüzden kum çıkarımının sınırlanması gereken yerler de ortaya çıkmaktadır. Çimento yapımında kullanılan kireçtaşı da bol miktarda bulunuyor gibi görünse de, o da sınırlı bir kaynaktır ve aşırı kullanım sonucunda bir gün tükenebilir.
Bu aşırı kullanımın temelinde, para kazanma amacı yatmaktadır ve bu durum, devletler, şirketler ve bireyler için aynı şekilde geçerlidir. Beton, yaşam için vazgeçilmez bir malzeme haline gelmiş olsa da, karbondioksit salınımını sınırlayarak iklim değişikliği ile mücadele edilmesi gerekmektedir. Bu yüzden, betonun yaşamın hangi alanlarında kullanılacağı sınırlanmalı ve genel kullanım miktarı azaltılmalıdır.
Örneğin, Prout Köyü'nde, bina ve apartman gibi beton yapılmış yapılar inşa edilmemektedir, bu da beton kullanımını azaltır. Ayrıca, konut temeli olarak öncelikli olarak taş temeller tercih edildiği için, beton temellerin kullanım miktarı azalır. Kolonlar erken büyüyen karaağaç, duvarlar ise samanla yapılır, dolayısıyla beton kullanılmaz.
Belediye içindeki ulaşım yöntemleri de, saatte 20 km hızla seyahat eden araçlarla yapılır ve orta-uzun mesafelerde belediyeler arası trenle seyahat edilir. Bu nedenle otoyollarda beton kullanımına gerek kalmaz.
Ancak, tren rayları için beton gerekli olur ve dayanıklılık gerektiren tünel ve köprülerde de beton kullanılır. Belediye içindeki yollar da beton kullanmak zorundadır, ancak para ekonomisiyle yönetilen şehirlerin aksine, yolların ağ gibi yayılmasına gerek yoktur ve kullanım en düşük seviyeye indirilir. Bu yollar, taş döşeme ile öncelikli olarak yapılır ve bu sayede beton kullanımını daha da azaltabilir, belediyenin manzarasını güzelleştirir. Geriye kalan beton kullanımı, barajlar veya gerekli görülürse setler için olacaktır.
Bu şekilde, genel beton kullanım miktarı azaltılarak ve para ekonomisinin dışına çıkıldığında, salınan karbondioksit miktarı büyük ölçüde düşürülebilir.
Beton için kullanılan kireçtaşı dünya çapında çıkarılabilirken, asfalt için kullanılan petrol sınırlıdır. Petrolün tükenmesi yaklaşmakta olduğu için, yol asfaltlamada beton birinci tercih olacaktır.
Ayrıca, zaten üretilmiş betonun yeniden kullanılmasını sağlayan teknolojiler de geliştirilmiştir, bu kullanılabiliyorsa birinci tercih haline gelir.
Japonya'da, büyük inşaat makinelerinin olmadığı Meiji dönemi zamanında üretilen yapay taş (Chōshichi takaki) da mevcuttur. Bu taş, körfez yapıları ve sulama kanalları gibi büyük ölçekli projelerde kullanılmıştır. Yapay taş, granitin aşındığından elde edilen masat toprağı (10) ve kirecin (1) karışımıdır. Masat toprağının bulunmadığı yerlerde, uygun kil veya volkanik kül toprağı gibi malzemeler de kullanılabiliyordu.
Yapay taş, su içinde sertleşme özelliğine sahiptir ve karışım toprak ile doğal taşın birleşimiyle, setler ve su kapakları gibi yapıların iskeletlerinin dış kısmında kalın bir koruyucu katman oluşturularak kullanılmıştır. Bu durumda, doğal taşlar arasına yaklaşık 10 cm kalınlığında karışım toprak yerleştirilir ve taşlar birbirine temas etmez. Üstten tokmakla vurarak sıkıştırılır. Bu nedenle, çok sayıda iş gücü gerekmektedir.
Ayrıca bu yapay taş, doğaya geri dönebilir bir malzeme olarak değerlendirilmiştir. Bu yüzden, dayanıklılık gibi açılardan belediye yollarında kullanılabilir bir seçenek haline gelebilir.
Daha da gelişmiş bir yöntem olarak, toprak, kum, sönmüş kireç ve magnezyum suyu karıştırılarak sertleştirilmiş bir yöntem de bulunmaktadır ve bu yöntemle yapılmış evler de mevcuttur. Bu durumda, toprak türüne bağlı olarak sertleştirici madde değişir. Kumlu topraklarda sertleştirici madde olarak çimento kullanılırken, yapışkan topraklarda sönmüş kireç kullanılır. Sönmüş kireç, kirece su eklenerek yapılır. Toprağın özelliklerine göre karıştırılacak malzemeler ve oranlar değişir, bu da toprağın nasıl sertleşeceğini etkiler.
Gelecekte, kireçtaşı kullanılmadan beton gibi toprak sertleştirme yöntemleri geliştirilirse, bu da bir seçenek olabilir. Ancak şu an için, beton kullanımı sınırlı tutularak ve para ekonomisi dışına çıkılarak, karbondioksit salınımı mümkün olduğunca sınırlandırılabilir.
0 コメント